Bozburun’da Yaşam
ve Bozburun'un Tarihi
Orada bir köy var uzakta… Tepelerin arasında sıkışmış müthiş güzellikte bir
koya kurulmuş… İlk bakışta Hollywood filmlerinde korsan gemilerinin İngiliz
donanmasından kaçmak için saklandığı ıssız adalardaki koyları andırıyor. “Ben
bu yeri daha önce görmüştüm!” diye kısa bir deja vu yaşadıktan sonra,
aslında dünya üzerinde şehirden, dumandan, gürültüden uzak, dokusunu ve
özgünlüğünü koruyabilmiş, hayatın ve insan ilişkilerinin insan gibi yaşandığı
sanki cennetten kopmuş bir yere geldiğinizi fark ediyorsunuz. Duygularınız bu
sefer pişmanlıkla, bir keşif yapmanın sevinci arasında gidip geliyor… “Keşke
daha önce gelseymişim buraya!” diye hayıflandıktan sonra “Ama hayat
böyle cennet parçalarında daha güzel ve ben böyle bir yeri şimdi keşfettim.”
diye içinizden geçiriyorsunuz.
Bozburun,
küçük bir balıkçı kasabası görünümünde olsa da ekonomik olarak benzerlerine
oranla çok canlıdır. En büyük ekonomik kalemi gulet imalatı ve işletmesi olan
Bozburun, 2004 yılında merkez limana kayıtlı olan 183 guletiyle (hepsi
Bozburun'da imal edilmiştir.) Türk turizminin gelişimine çok büyük katkı
sağlamıştır.
Bunun yanında balıkçılık da Bozburun'un önemli bir geçim kaynağıdır. Balık
çeşitleri açısından dünyanın en zengin denizlerinden biri olan Ege'nin belki de
en güzel koyuna sahip Bozburun, denizin bu cömertliğini olumlu yönde
kullanmıştır. Marmaris'in ve çevre ilçelerin balık ihtiyacını büyük ölçüde
karşılayan Bozburun halkı, balıkçılığı dünya normlarına uygun olarak, doğaya
saygılı bir şekilde yapmaktadır.
Bu küçük kasaba, boyundan çok daha büyük işleri başarmaktadır.
Kayalık,
bakir ve kıvrımlı tepelerin arasına sıkışmış Bozburun yarımadasının
halkı da en az yörenin doğal dokusu gibi nadir görülen türdendir… Bozburun,
hayat mücadelesi esnasında genelde büyük kentlerde kaybolan insancıl değerlerin
tam anlamıyla korunduğu, yörenin en güzel teknelerinin yapıldığı ve en bol
balığının çıktığı şirin bir balıkçı kasabasıdır. Ayrıca Muğla yöresinde
arkeolojik dokusu korunabilmiş yegâne yerleşimlerden biridir.
Aslında Bozburun çok daha önce keşfedilmiş Anadolu insanı tarafından…
Ülkemizin en eski yerleşimlerinden biri durumunda. Bölgenin tarihini anlatan
“Karya” isimli muhteşem bir eser yazarak bu konudaki bilgi eksiğimizi kapatan
değerli araştırmacı sevgili Bilge Umar'a göre Bozburun için
4000 senelik bir geçmiş söz konusu…
Bu
özgün balıkçı kasabasının tarihi Umar'a göre M.Ö. 2000 yılına kadar uzanır.
Karia halkı bu yöreyi Larymna, insanlarını da “Kum
halkı” diye adlandırır... Kent, Bozburun körfezinin iç ucundadır ve
hemen yanıbaşında, bir derenin taşıdığı alüvyonlarla oluşmuş genişçe bir kumsal
vardır. “Poseidonion” diye de anılan kentin çevresinde kale ve mezar
kalıntılarına kolaylıkla rastlanabilinir. Yerel halkın “Kale” dediği
tepenin denize bakan yamacında surların ve dikdörtgen planlı burçların Leleg
türü duvarları, kykop işçiliği örgüsüyle, olağanüstü güçlü yapıldığından
olmalı, hayli etkileyici denebilecek bazı sur bölümleri günümüze kadar
ulaşmıştır.
Bozburun yarımadasında bilinen 10 tarihi kent daha vardır.
Bybassos, Marmaris-Datça yolundan 20 km
mesafededir. Kentten geriye ortaçağdan kaldığı düşünülen bir kale yıkıntısından
başka bir şey kalmamıştır.
Hygassos, Organiye ve Turgut
köyleri arasında kurulmuştur. Sağlık Tanrıçası adına M.Ö. 2000 civarlarında
kurulan kentin kalıntıları çok iyi şekilde korunmuştur.
Kastabos
ise Eren Dağı düzlüğüne kurulan kutsal bir kenttir. Karia
dilinde Tapınak Düzlüğü anlamına gelmektedir. Bunun sebebi şehrin tepesinde
bulunan Hemithea tapınağıdır zira bu kült yapı, döneminin önemli bir hac
yeriydi. Kastabos, Umar'a göre küçük bir tapınak kentçiğiydi ve Bybassos'a
bağlıydı. Her türlü korumadan yoksun tapınağın tüm blokları kaçak kazılarla
yağmalanarak tahrip edilmiştir. Bu yüzden gerek tapınaktan gerek çevre
yapılardan günümüze ulaşan kalıntılar önemsiz ve gösterişsizdir.
Syrna, bugünkü Bayır köyünün olduğu yerde kurulu bir
kentçiktir. Yerleşim, Helenistik çağda buradaki Asklepios (sağlık
tanrısı) tapınağıyla ünlüydü. Bugün kent surlarının bazı bölümleri ile bir
takım yapıların temel kalıntıları görülebilmektedir. Ancak tahribat dolayısıyla
tapınaktan günümüze kalıntı ulaşamamıştır. Efsaneye göre Syrna, Karia kralının
kızıdır. Asklepios'un oğlu Podaleirios bu kızla evlenmiş, kral da yeni evlilere
Bozburun yarımadasını hediye etmiş. Podaleirios, o yarımadada iki kent kurmuş
ve bunlardan birine eşi Syrna'nın adını vermiştir.
Thyssanos
kent kalıntıları ise Söğüt köyü ve çevresinde bulunmaktadır. Kalıntılardan
görülebilenler birkaç duvar parçasından ibarettir. Ancak köyün yerlileri,
görülenden çok daha fazlasının orada taş, toprak altında bulunduğunu yani
tepenin şimdi bir ören yığını durumunda olduğunu, kazı yapılınca pek çok şeyin
ortaya çıkacağını belirtiyorlar.
Phoinix kenti Taşlıca köyünün yakınında yer alır. Marmaris
yarımadasının en önemli kent kalıntılarıdır. Yerleşim, Taşlıca köyünün
güneybatısındaki Asar Tepesi ve çevresinde yer almaktadır. Geniş bir alana
yayılan iyi korunmuş kamu binaları, nekropol kalıntıları ve sivil yapıları
barındırır.
Tymnos, Rodos devletinin karşı yaka ülkesinde
bulunan ilçe merkezlerinden biriydi. Bozburun'un 3-4 km güney doğusunda
bulunduğu tahmin edilse de şu an tarihçiler, kentin tam yeri üzerinde söz
birliğine varamamışlardır. Kısacası Tymnos'un yeri henüz belirlenebilmiş
değildir.
Amos kalıntıları ise, Marmaris körfezindeki Hisar Burnu'nun
çıktısında yer alan bir tepe üzerindedir. Hellenleşme döneminde Apollon'a tapan
kentin ismini de buradan aldığı tahmin edilmektedir. Helenistik dönemde
gelişmiş kentteki sur, tiyatro ve diğer kamu binaları iyi durumda ayakta
kalmıştır.
Kasara, Bozburun Yarımadası'nın güney ucu yakınındaki, Serçe
limanı olarak anılan körfezin kıyısında yer alır. Anlamı Karia dilinde “Büyük
Güzel Köy” manasına gelen Kasara'nın, Amos gibi Helenistik çağda, Rodos
devletinin karşı yaka ülkesinde bir ilçe merkezi olduğu bilinmektedir. Kent
hakkında başka bir bilgi bulunmamaktadır.
Loryma'nın
adına İ.Ö. 5.yy.'da Atina-Sparta savaşını anlatan Thouydides'in
yapıtında rastlıyoruz. Helenistik çağda burası ilçe merkezi olan Kasara'ya
bağlı bulunmaktaydı. Bugün Bozuk Körfezi diye anılan koyun kıyısında bulunan
kent, her yönden gelen esintiye karşı pek güvenli bir barınak konumundaydı.
Atina donanması, İ.Ö. 412 yılında, üs edindiği Sisam'dan Sömbeki adasına
gittikten sonra geriye dönerken burada kısa bir süre konaklamıştı. Yine Atina
donanması, İ.Ö. 395 yılında Knidos deniz savaşı öncesi burada toplanmıştır.
İ.Ö. 305'te ise İskender İmparatorluğu dağılmak üzereyken o aralık Batı
Anadolu'yu elinde tutan komutan Antigonos'un donanması, Rodos üzerine başarısız
bir sefer sonrası yine burada bir araya gelmişti. Bu ilkçağ kentinin en dikkat
çekici kalıntısı olan kale, uzun bir dil gibi denize uzanır. Kale, kentin
körfez girişini savunma amacıyla yapılmıştır. Loryma'dan günümüze ulaşan
kalıntılar yalnızca bazı sur parçalarıdır.
Görüldüğü üzere Bozburun tarih boyunca birçok medeniyetin beşiği olan bir
coğrafya konumundadır. Tarih boyunca Anadolu insanını cezbetmiştir ve hala
etmektedir.
Her türlü bilgi, yardım, destek ve sorularınız için buraya
tıklayarak iletişim sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
|
İletişim
Bozburun hak-
kında tüm soru
ve sorunlarınızı
bizlere iletebilir-
siniz.
İletişim formu
için hemen tıkla!
Bozburun’da
yatırım
Sizi Bozburun’da
bir ev veya arsa
sahibi olmaya
davet
ediyoruz...
Yaşam
Güzel insanların kasabası Bozburun'dan gerçek
insan
manzara
ları...
|